Ayrılığın da Tadı Kalmadı!

Sen gittikten sonra hiçbir şey değişmedi. Hala aynı dönüyor dünya, sabah ve akşam düzenini koruyor. Demek senin yokluğun, şu koca evrende bir tek beni vuruyor!

 

 

Ayrılığın da Tadı Kalmadı!

Kahvenin telvesi bile yoruldu artık; kaç kez baktım, istediğimi göstermiyor fallar! Şarkı tutuyorum radyodan; sen bana, ben sana söylemiş olalım diye, o bile oyun havası çıkıyor.

Canım dışarı çıkmak istemiyor. Bana inat eder gibi, bütün sokaklar el ele dolaşan sevgililerle dolup taşıyor. Normal zamanda bu kadar çok insan çift miydi, ben mi görmüyordum? Demek algıda seçicilik bu oluyor!

Ayrılık dediğin yasa benziyor, insan biraz acısını sürmek istiyor. Battaniyem, kağıt mendilim, romantik filmlerimle, salon koltuğunda depresyona girmek istiyorum. Gel gör ki; yan komşunun çocuğu 2 yaşına basmış, kahkahalar gırla gidiyor.

Akşamı bekliyorum. Zaten hüzün dediğin gece yaşanır. Üst kattakilerin kızının kınası varmış. Halay çekiliyor. Zannedersin bizim apartman taverna oldu, bir cümbüştür gidiyor.

Arkadaşlarımı arıyorum, biraz kapris yapmam gerek! Ayrılmışım, herkesin kafasını ütüleme hakkım var. Onlar da zamanında az yemediler ömrümü! Telefona uzanıyorum. Kimi arasam ya açmıyor, ya aradığım kişiye ulaşılamıyor.

Resimlerimizi çıkarıyorum albümden, bakıp ağlayacağım, seni kendimde böyle unutacağım ama elektrik kesiliyor. Zaten mum ışığı daha romantiktir. Masaya bir mum yakıyorum. Resmini elime alıyorum. Tam sigaraya uzanacakken, resim tutuşuyor. Geçmişin izleri kül tablasında yanıyor.

Ayrılığımızı ciddiye alan yok anlayacağın. Baksana sende bile kavak yelleri esiyor! İnan sevgili, aşkımızın acısını çekmek için her yolu denedim ama hayat izin vermiyor. Ne yapalım? Bana da artık yeni sevdanın yolları gözüküyor….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir